yazikusagi.com

Kariyer Planlama Dersi Hakkında

Üniversite hayatımda bir dönemin daha sonuna geldim. 14 Ocak'ta başlayacak sınav maratonum sonrası güz yarıyılı bitmiş olacak. Bu dönem aldığım derslerden biri hakkındaki düşüncelerimi yazmak istedim. Dersimizin adı kariyer planlama dersi.

Üniversitelerin genelde birinci sınıfında ve KP111 (veya KP101) koduyla okutulan kariyer planlama dersini zorunlu olarak aldım. Toplamda yaklaşık 5 saate denk gelen 15 videoyu izledim ve çeşitli notlar aldım. Notlarımın başlıkları şunlardan ibaretti:

* Kariyer merkezi ve yetenek kapısı ne işe yarar, bunlardan nasıl yararlanılır?

* Kariyer nedir?

* Zeka-kişilik-yetenek kavramları.

* Hem kamuda, hem akademide (yani üniversitede), hem gönüllü kuruluşlarda ve hem de özel sektörde bir yerlere gelmiş, "kariyer yapmış" kişilerin söyledikleri.

* CV hazırlama ve mülakat hakkında ufak notlar.

Peki bunlar bana ne kazandırdı? Cevap: hiçbir şey!

Bu dersi hazırlayan ve videolara zaman ayırıp konuk olan kişileri asla aşağılamıyorum, onları eleştirmiyorum veya onlara yönelik bir garezim bulunmuyor. Gerçekten zaman ayırarak ve özen göstererek bizler için faydalı bir şeyler yapmaya çalışmışlar. Bunu mutlaka belirtmem lazım. Ama itiraz edeceğim şeyler var.

- Bir defa bu dersin Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından hazırlanması saçma. Yani koskoca üniversite kendi öğrencilerine kariyer yapma konusunda yardımcı olacak içerikler hazırlayamıyor mu? Ayrıca Cumhurbaşkanlığı makamının neden insan kaynakları ofisi olsun? Oraya zaten belli birkaç partinin üyesi veya o birkaç parti mensubu kişilerin referansı olmadan girmek mümkün değil. Bir başka nokta, videolarda konuşan kişiler. Videoları izlerken o kişilerle aramda ne kadar uçurum olduğunu fark ettim. Türkiye'de fırsat eşitliği olmadığını zaten biliyorduk da açıkçası bu konuda "şanslı" olanlarla benim de dahil olduğum "diğerleri" arasında böylesine derin bir uçurum ve eşitsizlik olduğunu tahmin etmiyordum. Konuşan kişileri aşağılamıyorum, yanlış anlaşılmasın. Ama videoya katkı veren kişiler deyim yerindeyse "kaymak tabaka"ya mensup tipler. Kıyafetlerinden okudukları veya çalıştıkları kurumlara kadar oldukça iyiler ve bana kalırsa benim de arasında bulunduğum "diğerleri" sınıfından birilerinin bu yerlere gelmesi mümkün görünmüyor. Yani bu kişiler torpille oralara gelmişler gibi bir algı oluşturmaya çalışmıyorum veya böyle bir şeyi ima etmiyorum. Ama Türkiye'deki akranlarıyla kıyaslandıklarında bu kişilerin her yönden şanslı oldukları ve ayrıca "elit tabaka"ya mensup oldukları çok açık görülüyor.

- Videolar ise genel anlamda klişelerle dolu. Örneğin zeka ve kişilik kavramları hakkında, internetten basitçe arama yaptığınızda karşınıza çıkacak şeyler var. Yeni veya ilginç olan bir şey yok. CV hazırlama ve mülakat teknikleri videosu ise sisteme yüklenmediği için izleyemediğimiz bir video. Belki bu son videoyu 9/01/2023'te sisteme yüklerler. Gerçi ytnk.tv'de bütün videolar var ama ben oradaki videolarda CV hazırlamayla ilgili bir içeriğe denk gelmedim. Mühim değil aslında. Nihayetinde internetten arama yaparak CV hakkında bilgi sahibi olabilirim. Ne de olsa videolarda yeni bir şey yok. Videolardaki klişeler ise internette gençlere akıl veren tiplerin dediklerinden ibaret: yabancı dil öğrenin (mümkünse birkaç tane yabancı dil öğrenin), üniversitedeyken projelere veya kulüplere katılın, yaz aylarında staj yapın veya yarı zamanlı olarak bir yerlerde çalışın. İyi de çeşit çeşit insan var. Hadi yabancı dil öğrenme veya staj meselesini geçtim. Kişi, insanlarla ortak bir şey yapmak istemiyordur veya insanlardan hazetmiyordur. Böyle biri sırf iş bulmak için niye insanlarla bir şeyler yapmaya zorlanıyor? Mesela ben bireysel takılmayı severim. Asla insanlarla bir şeyler yapmak istemem. İnsanlarla birlikte yapılan aktivitelerden hoşlanmam.

- Gelelim yukarıda yazdığım "uçurum" meselesine. Videolarda konuşan insanlar zaten halihazırda mesleği olan kişiler. Aralarında en dikkat çekici olanları kendi işlerini kuranlar ve akademisyen olanlar. Yaşları ve "kariyerleri" yıllar öncesine dayanan bu kişilerin deneyimleri bana nasıl yol gösterebilir? Bunu şunun için diyorum: Şu an dünyada ve ülkemizde bambaşka şartlar var. O tavsiyeler veya kişilerin deneyimleri elbette değerlidir. Ama pratikte bunların bana katacağı hiçbir şey yok. 

Uçurum meselesi bunlarla da sınırlı değil. Bu ders videolarında sunum yapan devlet görevlilerinden akademisyen ve girişimcilere kadar konuşan kişiler "şanslı"lar. Hangi yönden? Mesela bir kısmının aileden "şanslı" olduğunu, neredeyse tamamının eğitim yönünden "şanslı" olduğunu videoları izlerken öğreniyoruz. Yani bizden kat be kat iyi durumda olan ailelerin çocuklarını, resmen bizim gözümüzün içine sokmuşlar. Aralarında belki sıradan ailelerden gelen insanlar da vardır elbette ama ben bunları izlerken ne kadar iyi bir eğitim alamadığımı fark ettim ve üzüldüm açıkçası. Yani o zaman onca seneyi niye okullarda geçirdim diye sorgulamaya başladım. İlaveten okullarda bir yabancı dil öğrenemedim, bana bir yabancı dil öğretemediler. Bu kişiler yabancı dilden bahsederken bizim eğitim sistemimizin dil öğretemediğini bilmeden konuşmuşlar gibi geldi. Gerçi bilseler de onların yapabileceği bir şey yok...

- Bir başka konu ise yine yukarıda kısaca bahsettiğim gibi klişeler. Nedir klişe? Klişenin aslında iki anlamı var ama biz bu kelimenin "basmakalıp" yani özgünlüğü olmayan anlamını kastediyoruz. Özetle klişe; uzun süre çok fazla kullanılmış ve artık etkisini yitirmiş ifade, fikir ya da öğelerdir. Yukarıda demiştim; ben bunca sene okul okudum ve hemen her sınıfta İngilizce dersi aldım ama İngilizce bilmiyorum. Şimdi ülkenin eğitim sistemi yabancı dil öğrenmeye ve öğretmeye yetmezken, gençlere yabancı dil öğrenin demek saçma geliyor. Hepimiz aileden zengin değiliz. Bir dili öğrenmek için bugün popüler olan ve adı bilinen uygulamaları kullanmak veya Youtube, Udemy gibi sitelerde dersler dinlemek veya tek başına yabancı dilde oyun oynamak, müzik dinlemek gibi aktiviteler yeterli olmaz. Dil öğrenmek bilimsel ve profesyonel bir iştir. Tıpkı vücut geliştirme gibi, yabancı dil, işin piri olan "uzman" kişiler tarafından ve belli bilimsel bir program çerçevesinde öğretilmesi ve öğrenilmesi gereken bir şeydir. Bunu kısmen sağlayan şey kurslardır. Gerçi kursa gidip de yabancı dil konuşan birini yine görmedim ama en akla yakın yabancı dil öğrenme metodu kursa gitmektir. E kursa gitmek için de paraya ihtiyacımız var. E üniversite öğrencisi olan ben ve benim gibi çoğu kişinin parası olmadığına göre... 

- Sonra şu staj meselesi var. Yahu hep bu iş ve mülakat konuları açıldı mı konu mutlaka deneyime ve oradan da staj veya yarı zamanlı çalışmaya geliyor. Herkes bunu gençlere öneriyor ama hiç kimse, mesela X şirketi çıkıp "biz bu sene 3.sınıfta okuyan 13 tane inşaat mühendisliği öğrencisine x.xxx TL harçlıkla staj yapma imkanı sunacağız, gençleri bekliyoruz" demiyor. Ama staj yap diye bol bol tavsiye veriliyor ki kariyer planlama dersi videolarında görüş sunan kariyer sahibi kişilerin de tavsiyesi bundan ibaret. Geçmiş dönemde matematik bölümü öğrencisi olarak nerede staj yapabilirim diye epey kafa patlatmıştım. Sonra fark ettim ki bilimin stajı olmaz. Çünkü ben bu bölümden "bilim insanı" sıfatıyla mezun olacağım. Zaten iş ve staj ilanlarına baktığım zaman doğrudan "matematik bilim uzmanı" sıfatıyla eleman aramıyor işverenler. İşverenler iş ve staj ilanlarında ya matematik öğretmeni arıyorlar ya veri analisti ya bilişim alanında herhangi bir konuda "deneyim" kazanmış kişileri arıyorlar. Yani gördüğünüz gibi "matematik bilim uzmanı" aranmıyor. Aslında bu bile tek başına bizim geri kalmış bir ülke olduğumuzun göstergesi. Çünkü bir ülkenin gelişmişliği veya geri kalmışlığı, o ülkenin bilime verdiği değerle ölçülür. Hiç kimse, hiçbir çalışma alanı "matematik bilim uzmanı" kimselere ihtiyaç duymuyorsa, o ülkenin çok geliştiği söylenemez.

- Son olarak şu kendini geliştirme kısmından da bahsedeyim. Yine klişe ifadelerden biri olan bu kendini geliştirmek meselesi paraya dayalı bir olay. Yani koca koca şirket veya devlet kurumu yöneten tipler, araştırma ve geliştirme işlerini öpücük vererek yapmıyorlardır herhalde. Devasa bütçeler ve bu bütçelerin harcanacağı projeler ve planlar hazırlayarak kurumlarını geliştirmeye çalışıyorlardır. Aynı şey insan gelişimi için de geçerli. Kendini geliştirmenin en güzel yolu kitaplardır. Peki bir kitap günümüz Türkiyesi'nde kaç TL'dir? Şu kadar TL olması mesele değil. Öğrenci denilen tiplerin o kitapları alabilecek durumu var mıdır? Hadi diyelim ki üniversitenin kütüphanesi var. İyi ama bu kütüphane genelde ders kitaplarıyla dolu. Hadi diyelim ki halk kütüphanesine üye olunabilir. Orada da sınırlı sayıda ve sınırlı çeşitte kitap var. Bir genç kendini nasıl geliştirecek? Yani kendinizi geliştirin gibi yuvarlak ve genel bir ifade kullanmak yerine, örneğin şunu şunu yaparak kendinizi geliştirmeye dikkat ediniz dense daha faydalı olurdu. Gerçi videolarda iletişim vurgusu vardı. Yani iletişim yeteneğini güçlendirmenin bize kazandıracağı bazı şeyler belirtilmişti ama bu tek başına yeterli değildi.

Özetle, boşa giden 5 saate yakın zamanıma çok üzüldüm ve bu yazıyı yazdığım şu vakitte de buna üzülmekle meşgulüm. Üzülmekten fırsat bulursam belki İngilizce öğrenmeye çalışırım.


Yorumlar

Yapacağınız yorumlarda kendi fikirlerinizi belirtiniz. Sağdan soldan kopyala-yapıştır yapmayınız! Kimseye hakaret etmeyiniz! Gizlilik ve yorum kurallarımız için buraya tıklayınız.