yazikusagi.com

Derecelendirme Kuruluşları Hakkında

Ülkemizde çok saçma sapan bir anlayış var: Olumsuz bir konu olduğu zaman hemen dış mihraklar veya “üst akıl” suçlanır. Özellikle uluslararası derecelendirme kuruluşlarının açıklamaları sonrası bu açıklamalarla daha sık karşılarız. Türkiye ekonomisinin iyi gitmediğini söyleyenlere de genelde vatan haini dendiğini biliyoruz. Biz şimdi bunlardan sıyrılıp meseleye “gerçek”ler yönünden bakalım.

Uluslararası derecelendirme kuruluşu tabiri için 1950’li yıllara kadar gitmek gerekir. Hatta bugün piyasaya hakim olan Standard & Poor’s şirketini düşünürsek, şirketin kuruluş yılı olan 1860’a kadar geri gitmemiz mümkün. Tabii bu şirketi kuranlar en başta bu amaçla mı yola çıkmışlardı, bunu söylemek zor. Ama kurdukları bu finans kurumunun zamanı geldiğinde çok önemli bir konuma geleceğini öngörmüş olmalılar. Bugün adını sıkça duyduğumuz bu derecelendirme kuruluşlarının yıldızı peş peşe yaşanan ekonomik krizler sebebiyle parlamıştır. Uluslararası büyük yatırımcılara yol gösterme görevi üstlenen bu şirketler, belli aralıklarla devletleri ekonomik yönden inceleyip not vermektedir. Devletleri, onları yöneten hükümetlerle anlaşma yaparak inceleyen bu şirketler, devletler için notlar belirlemektedir. Bu notları aşağıda gösterdim.

Standard & Poor's (SP) Derecelendirme Notu

Derecelendirme kuruluşlarından Moody’s ise derecelendirme sistemini şöyle kurmuş:

Moody's Derecelendirme

Bir daha vurgulamak istiyorum: Bu kuruluşlara tepki göstermek, yaptıkları değerlendirmeleri darbe, üst aklın işleri diye nitelendirmek bir yalandan ibaret! Çünkü yukarıda belirttiğim gibi, bu uluslararası derecelendirme kuruluşları ülkeyi yöneten hükümetle anlaşma yaparak ve karşılığında ücret alarak bu derecelendirmeyi yapıyor.

Peki bu derecelendirme kuruluşları işlerini neye göre ve nasıl yapıyorlar?

Kredi derecelendirmesi; bir kişi, kurum veya ülkenin tüm finansal, ekonomik ve mali yükümlülüklerini zamanında ve eksiksiz yerine getirme kapasitesine dair saptama, gözlem ve analizleri ifade ediyor. Derecelendirmeler, kredi riskini değerlendirme konusunda uzmanlaşmış kredi derecelendirme kuruluşları tarafından yapılır. Derecelendirmeler hesaplanırken değerlendirmeyi yapan kuruluşa göre değişen yöntemler kullanılır. Ancak, genelde kredi derecelendirmesi yapılırken mali geçmiş, cari varlık ve cari borçlar incelenir.

Kredi derecelendirme kuruluşları bu “güce” nasıl sahip oluyorlar? Ülkelerle nasıl ilişki kuruyorlar?

Devletler, büyüme süreçlerini daha rahat bir şekilde finanse edebilmek için yabancı yatırımları doğrudan finansal sermaye olarak ülkelerine getirmeye çalışırlar. Yabancı sermayenin de, başka bir ülkede yatırım yapabilmesi için o ülkeye yönelik güven arayışının karşılanması gerekir. İşte bu güven ilişkisinin kurulabilmesi için, ülke ekonomilerinin borçlarını geri ödeyebilme kapasitelerine ilişkin yatırımcıların bilgi edinebileceği küresel göstergelere ihtiyaç duyuluyor. Bu nedenle, “kredi derecelendirme” kavramı gün geçtikçe önem kazanmakta. Aslında ülkeler ya da şirketler için dayatıcı bir zorunluluk yok. Ama ülkeler ve şirketler, uluslararası finans sisteminde yabancı yatırımlarla/yabancı sermaye ile ilişki kurabilmek için kredi derecelendirme yoluna gitme gereksinimi duyuyorlar. Şirketler ve/veya ülkeler kendi istekleriyle kredi derecelendirme kuruluşlarıyla bir değerlendirme anlaşması yapıyorlar.

Bu noktada ülkeleri kredi derecelendirme kuruluşlarının müşterileri olarak değerlendirmek doğru bir yaklaşım. Fakat bazı ülkeler bu kuruluşlarla anlaşmaları olmamasına rağmen not değerlendirmesine tabi olabiliyorlar. Bunu isteyenler ise küresel çapta yatırım yapan şirketler.

Ülke kredi derecelendirmesi nedir, nasıl yapılır?

Ülkelerin kredi derecelendirmesi (sovereign credit rating), bir ülkedeki yatırım ortamının risk seviyesini ifade eder. Derecelendirmeden çıkan analizler yabancı ülkelerde yatırım yapacak yatırımcılar tarafından kullanılır. Kredi analizi, derecelendirmesi yapılacak olan ülkenin ekonomik ve siyasi performansının geçmişine ve mevcut durumuna bakılarak yapılır.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları bir ülkenin kredi notunu belirlerken bazı kriterleri kullanırlar. Bu kriterler içerisinde, ülke ekonomisinin esnekliği, büyüme potansiyeli ve ekonomik istikrarı, ülke liderlerinin durumu, dış politika gelişmeleri, siyasi gündemdeki riskler, Merkez Bankası’nın bağımsızlık derecesi gibi değerlendirmeler de yer alır.

Bir ülkenin kredi derecelendirmesi yapılırken hangi yöntemler kullanılır?

Kredi derecelendirmeleri yatırımcıya bir ülke hakkında ileriye yönelik bilgi vermek için yapılır. Derecelendirme analizlerinin bir parçası olarak, güncel ve geçmişten gelen bilgiler yardımıyla gelecekteki öngörülebilir olayların muhtemel etkileri değerlendirilir. Kuruluşların derecelendirmelerde kredi riskinin göreceli seviyesine dair görüşleri genelde harfler yardımıyla (örneğin AAA’dan D’ye kadar) ifade edilir.

Ocak 2013’ten itibaren Türkiye ile anlaşması bulunmayan Standard & Poor’s, ülkelere yönelik kredi derecelendirme yönteminde temel belirleyici unsur olarak “politik ve ekonomik riskleri” kullanıyor. Standard & Poor’s’a göre politik risk, “Söz konusu ülke hükümetinin ödeme konusundaki istekliliğidir. Bu olgu devletlerin borçlanmasını diğer borçlanmalardan ayıran en önemli niteliksel faktörlerden biridir”. Ekonomik riskler ise, “Ekonomik yapı, demografik yapı, zenginlik ve ekonomik büyüme olanakları hususundaki risklerdir.”

Kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlar neden bu kadar önemli?

Kredi derecelendirmesi, bir ülkenin kredibilitesine dair bilgi sunuyor ve uluslararası yatırımcıya yol gösteriyor. Derecelendirme kuruluşlarının ileriye dönük görüşleri, bir ülkede uzun veya kısa vadeli yatırım ve iş kararları vermekte olan yatırımcıları yönlendiriyor.

Bu kuruluşların kredi notları, bir ülkeye yatırım yapacak sermaye için baraj niteliği taşıdığı için önemli. Bazı yabancı fonlar bir ülkeye yatırım yapacakları zaman kendi iç işleyişleri gereği o ülkenin kredi notuna dikkat ediyorlar. Genelde bu iç işleyişe göre bir ülkeye yatırım yapılabilmesi için kredi notunun en az BBB-/Baa3 (yatırım yapılabilir seviyesi) olması gerekiyor.

Türkiye’nin kredi derecelendirme süreci nasıl başladı?

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları 1990’lı yıllara gelinceye kadar gelişmekte olan ülkeleri derecelendirmedikleri için Türkiye’nin kredi notu süreci 1991 yılında başladı. 1989 yılından sonra sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi ile Türkiye’ye eskiye göre yüksek oranlı bir yabancı sermaye girişi başladı. Bu dönemde uluslararası tahvil piyasasına giriş yapıldı, başlangıçta ABD’nin savunma amaçlı kredilerine tanınan finansman olanağıyla başlayan dış piyasalarda tahvil satışı giderek yaygınlaştı. Dünya para piyasalarından borçlanmaya başlanması ile Türkiye’nin kredi derecelendirme süreci de başladı. İlk olarak Türkiye 1989’da derecelendirme notu aldı, ancak Yankee Bond ve Japonya’da Samurai Bond ihraç edilmesi sebebiyle kredi notunun açıklanması 1992 yılına kadar ertelendi.

------------------------------

Bu yazı büyük oranda Wikipedia’dan ve T24 – 10 soruda kredi derecelendirme kuruluşları ne yapıyor, kararları neden önemli, niye tartışılıyorlar? yazısından yararlanılarak hazırlanmıştır.


Yorumlar

Yapacağınız yorumlarda kendi fikirlerinizi belirtiniz. Sağdan soldan kopyala-yapıştır yapmayınız! Kimseye hakaret etmeyiniz! Gizlilik ve yorum kurallarımız için buraya tıklayınız.