İnsan ilişkilerinin karmaşık ağında, birine sadakat göstermeyi seçmek genellikle kararları ve davranışları şekillendirir. Peki, bir arkadaşa olan sadakat, o kişinin bağlantılarına kadar uzandığında ne olur?
Cornell SC Johnson İşletme Fakültesi’nden yapılan yeni bir araştırma, birine duyulan sadakatin niteliği ve gücünün, o kişinin dolaylı bağlantılarına bile destek olma isteğiyle nasıl etkilenebileceğini inceliyor—özellikle de dışarıdan biri etik olmayan davranışlarla suçlandığında bile. “Arkadaşınız Benim Arkadaşım Olduğunda: Sadakatin Ahlaki İkilemlerde Dolaylı Bağlantılara Destek Sağlaması” başlıklı çalışma Organization Science dergisinde yayımlandı.
Samuel Curtis Johnson Lisansüstü Yönetim Okulu’nda yardımcı doçent olan Angus Hildreth ve Güney Kaliforniya Üniversitesi Marshall İşletme Fakültesi’nde yönetim ve organizasyon alanında yardımcı doçent olan Zachariah Berry, belirli kişilerin uzun süre boyunca yanlış davranışlar sergileyip nasıl ceza almadan kurtulabildiklerini anlamak için bu araştırmaya giriştiler.
“Neden Harvey Weinstein, Jeffrey Epstein gibi kişiler ve hatta hiç gücü olmayanlar bile etik olmayan davranışlarla uzun süre cezalandırılmadan kurtulabiliyor ve kimse neden bu konuda harekete geçmiyor diye merak ediyorduk,” dedi Hildreth. “Yakın arkadaşların sadakat nedeniyle bu kişilere karşı gelmemesi sezgisel olarak mantıklı görünüyor, ancak bu kişilere doğrudan bağlı olmayanların neden adım atmadığı o kadar açık değil.”
Araştırmacılar, bunun sebebinin sadakat—ya da daha spesifik olarak meslektaşlar ve arkadaşlar gibi doğrudan bağlara olan sadakat yükümlülüklerinin—bir kişinin sosyal ağı içinde diğer bağlara da aktarılması olabileceğini ve bu durumun dolaylı bağların neden harekete geçmediğini açıklayabileceğini düşündüler.
Araştırmacılar, arkadaşlara duyulan sadakat yükümlülüklerinin dolaylı bağlara dahi aktarıldığını buldular—bu kişiler cinsel taciz, hırsızlık, yanlış reklam, dolandırıcılık, rüşvet, intihal ve dürüst olmama gibi etik dışı davranışlarla suçlanmış olsalar bile. Bu aktarım, yanlış davranışın türünden veya suçlanan kişiye karşı sunulan delillerin gücünden bağımsız olarak gerçekleşiyor. Bu bulgu, sadakatin yalnızca doğrudan bağlar için yararlı olduğu varsayımını sorguluyor ve sosyal ağlar içinde sadakatin daha geniş bir etkiye sahip olduğunu öne sürüyor.
Sonuçlar, beş yıl boyunca 2.249 katılımcı üzerinde yapılan 11 çalışmaya dayanıyor. Çalışmalardan bazılarında katılımcılara, tanımadıkları bir meslektaşlarının arkadaşının cinsel tacizle suçlandığı bir durum anlatıldı. Katılımcılara, suçlanan kişiye sözlü destek verme olasılıkları soruldu.
“Bulduğumuz ilginç şeylerden biri, bu sadakat etkisinin, iddiayı destekleyen delil miktarı ne kadar artarsa artsın aynı kalmasıydı,” dedi Berry. “Delili, ikinci bir suçlamadan suça ait videolu kanıtlara kadar artırmayı denedik ve yine de sadakatin desteği artırdığını gördük.”
Erken dönem çalışmalara gelen eleştirilerden biri, senaryoların varsayımsal olmasıydı. Bu yüzden Hildreth ve Berry, bir üniversite kardeşlik topluluğu (fraternity) ile ayrı bir saha çalışması gerçekleştirdiler ve çalışmayı yönetmek için topluluğun bir üyesini görevlendirdiler.
Görevli üye, diğer kardeşlik topluluğu üyelerinden, kampüsteki bir organizasyondan para çalmakla suçlanan isimsiz bir arkadaş için destek talep etti. Topluluğun her üyesinden, görevlendirilen kişinin arkadaşını destekleyen bir dilekçeye adlarını yazmaları istendi. Üyeler farkında olmasa da, her biri, görevlendirilen kişinin dilekçeyi ilk imzalayan kişi olmasını sağlamak için farklı dilekçeler aldı ve imzalarını atarlarsa, ikinci imzalayan kişi olacaklardı.
Hildreth, bunun “sosyal kanıt” endişelerini azaltmak için yapıldığını—üyelerin yalnızca başkalarının da imzaladığını görmeleri durumunda imza atma ihtimallerinin artacağını belirtti.
Araştırmacılar, çalışmalarının iş yerinde etik dışı davranışları önlemek ve yönetmek için önemli pratik sonuçlar ortaya koyduğuna inanıyor.
“Çoğu organizasyon, sadakatin iki ucu keskin bir kılıç olduğunun farkında,” dedi Berry. “Bir yandan kurumsal sadakat, organizasyonların çalışan çekmesine, çalışanları elde tutmasına ve motive etmesine yardımcı olurken, diğer yandan kişisel sadakatler organizasyonların verimli ve adil kararlar almasının önüne geçebilir.”
“Organizasyonlar, başkalarının sadakat yükümlülüklerinin de karar alma süreçlerini etkileyebileceğinin farkında olmayabilir,” dedi Hildreth. “Örneğin, eğer patronunuzun Cornell mezunu olduğunu ve şirketinizin değerlendirdiği adaylardan birinin de Cornell mezunu olduğunu biliyorsanız, bu sizin kararlarınızı nasıl etkiler, siz Cornell’le bağlantılı olmasanız bile?”