yazikusagi.com

19.Yüzyıldan 1920'ye: Devlet Nefes Alamıyor

Osmanlı ile kapitalist ekonomiler arasında kurulmaya başlayan ticaret ilişkileri, borç sorununu da büyüttü.

• İç borçlarla başlayan sorun, dış borçlarla sürdü ve devletin işasını açıklamasıyla kötü bir sonla noktalandı.

• Osmanlı’nın dışa bağımlı bir ekonomiye dönüşmesi, hükümetin adeta Avrupalıların iktisadi çıkarını kollar vaziyette bulunmasından kaynaklanmıştır. Bu konudaki bir örnek ilginçtir:

"18.yüzyılda İstanbul esnafı Fransız kumaş ihracatçıları karşısında pazarlık güçlerini arttırmak için bir ortaklık kurunca, Fransız’ların şikayeti üzerine Osmanlı hükümeti bu ortaklığı dağıtmış ve esnafı cezalandırmıştır."

• Ticaret anlaşmalarıyla Osmanlı kendi gümrükleri üzerindeki egemenlik hakkından vazgeçiyordu.

• Daha önce yabancı devletlere verilmiş olan kapitülasyonların varlığı, sanayi devriminden sonra Osmanlı'nın da gereksinim duyduğu malların dışarıya çıkmasını özendirmişti.

• Bu da yerli imalatın gerilemesine neden olmuştu. Yapılan ticaret sözleşmeleri bu gidişi daha da hızlandırmıştı. Sonuçta Osmanlı’nın çöken ekonomik kurumları borçlanma girişimlerine hazır bir hale gelmişti. Liberal kapitalizm, pazarına girerek ele geçirmek istediği ülkenin serbest ticarete açık olmasını istediği gibi, aynı zamanda borçlandırma yoluyla, o ülkenin kendi sistemine bağlı olmasını da sağlamaya çalışır. Çünkü, dış borç verme, sermayeyi sağlayan, borcu veren ülkeye, diğeri üzerinde bağımlılığı artırma gücünü verdiği gibi, müdahele yetkisini de veriyor. İngiltere'nin Osmanlı elçisi 22.08.1850 ylılında Sultan Abdülmecid'e sunduğu raporunda kendi çıkarlarına göre bir ıslahat projesi oluşturuyor ve AVRUPADAN BORÇ PARA alınmasını öneriyordu. Osmanlı Devleti'nin başına gelen olaylar bugün aynı şekilde Türkiye üzerinde oynanmaktadır. Bilim, aynı koşullar biraraya geldiğinde aynı sonuçlar ortaya çıkar der.

• Ticarette ortaya çıkan bütün bu gelişmelerin Osmanlı ekonomisi ve siyaseti üzerinde büyük etkileri oldu.

• Gümrükler üzerindeki egemenlik yitirildiğinden, sonradan girişilen birkaç sanayileşme çabası, yeterli koruma sağlanamadığından başarısızlığa uğradı.

• Osmanlı, dış ticaret açıklarını karşılamak için 1854 yılından itibaren dış borca başvurdu. Üretimde kullanılmayan dış borçlar, büyük ölçüde tüketime yönelik dışalımın neden olduğu ticari açıklarla hızla büyüdü.

• Kırım Savaşı(1854)’nın hemen sonrasında, savaşa Osmanlı’nın müttefiki olarak katılan İngiltere ve Fransa’dan ilk dış borç alındı. Kırım Savaşı için yapılan harcamaların karşılanması için, Abdülmecit iradesi ile İngiltere'den 3.300.000 Osmanlı lirası borç alınmış oldu. Teminat olarak da Mısır vergileri gösterilmişti.

Osmanlı borçları
Osmanlı borçları
Osmanlı borçları

Borçlanma konusundaki bilinçsizlik ve bilgisizlik nedeniyle Osmanlı Devleti'nin büyük ölçüde aldatıldığı söylenebilir. Çünkü sonuçta devletin eline ulaşan para miktarı alınan borcun neredeyse dörtte biri yarısı olmuştur. Bunun en önemli nedeni, piyasaya çıkarılan tahvillerin değerlerinin çok altında satılması, aracılık yapan bankalara ve mali aracılara büyük komisyonlar verilmesi olmuştur.

• Daha önceleri de borç alma girişimleri olmuş ancak her defasında eleştiriler üzerine bundan vazgeçilmişti. O dönemin önemli tarihçi ve hukukçusu Ahmet Cevdet Paşa'nın, "Bizim mirasyedilere böyle bir para kapısı açılırsa bunun önünü kim alacak? İleride halimiz neye varacak?" şeklindeki uyarıları dikkate alınmamış ve borçlanmanın yolu açılmıştı.

• Borçlanmanın yapılmasından sonra Avrupalı bankerler uygun sistemi oturtmak için, devrin devlet adamlarını kullanmışlar, bol bol rüşvetler vermişler ve Osmanlı borçlanmada zorlanmıştır.


Sonraki bölüm: Osmanlı Borçlarının Genel Bir Değerlendirmesi


Yorumlar

Yapacağınız yorumlarda kendi fikirlerinizi belirtiniz. Sağdan soldan kopyala-yapıştır yapmayınız! Kimseye hakaret etmeyiniz! Gizlilik ve yorum kurallarımız için buraya tıklayınız.